SANSÜR BİÇİM DEĞİŞTİRDİ

Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti, basında sansürün kaldırılışının 102.yıldönümü nedeniyle yayınladığı mesajda, sansürün günümüzde biçim değiştirerek sürdüğüne dikkat çekti. Cemiyet Başkanı Ramazan Demir, “Basın aslında yerinde kullanılırsa büyük bir güç, büyük bir silahtır. Bu gücü, toplumun yararına kullanmamız, gizli baskılara boyun eğmememiz gerekir. Ülke çıkarı, toplum çıkarı da bunu gerektirir” dedi. Gerçek ve hür gazeteciliği yerel medyanın yaptığına vurgu yapan Demir, basın özgürlüğünü kişisel çıkarları noktasında kullanan sözde gazetecilere prim verilmemesi çağrısında bulundu.

Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti (BGC) Başkanı Ramazan Demir, basında sansürün kaldırılışının 102. yılı nedeniyle yayınladığı açıklamada, medyada yaşanan uygulamalara bakıldığında sansürün kalkmadığının görüleceğini söyledi. Özgür gazeteciliğin adresinin yerel medya olduğunu belirten Demir, basın özgürlüğü ve gücünü kişisel çıkarları doğrultusunda kullananlara prim verilmemesi çağrısında bulundu.

Türk basın tarihinin en karanlık dönemlerinden biri olarak bilinen Abdülhamit’in sansür uygulamalarının, 24 Temmuz 1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanı ile son bulduğunu hatırlatan Demir, sansürün kaldırılmasından bu yana 102 yıl geçmesine rağmen, Türkiye’de bugün hala sansürünün konuşulduğunu, basının sansürü farklı boyutlarda da olsa yaşadığını dile getirdi.

Basın, tarihimiz boyunca inişli, çıkışlı dönemler geçiren basın özgürlüğünün gerçek anlamıyla hiç bir zaman yaşama geçirilemediğini savunan BGC Başkanı Demir, bunun en açık örneklerinin 12 Mart, 12 Eylül dönemlerinde yaşandığına işaret ederek şunları kaydetti:

"Darbeyle iktidara gelenler basına en ağır, en acımasız biçimde sansür uyguladı. Gazetecileri, yazarları tutuklayıp cezaevlerine doldurdu. Abdülhamit dönemindeki sansür memurlarının görevini darbeciler üstlendi. Halkın haber alma hakkını, basın özgürlüğünü kullanarak doğruyu, gerçeği yazmanın gayreti içinde olan gazeteciler, yazarlar işten attırıldı, gazeteler süreli, süresiz kapatıldı.

ÖZGÜRLÜĞÜN ADRESİ YEREL MEDYA

Demokrasiye geçildiği söylenen dönemlerde de basın siyasi iktidarlar tarafından siyasi ve ekonomik baskı altına alındı. Gazetelere uygulanan baskıların yanı sıra, sendikasızlaştırılan, kazanılmış hakları ellerinden alınan gazetecilerin çalışma ve yaşam koşulları sansürün uygulanmasını kolaylaştırdı.

Geçmişte gazeteci patronların yer aldığı ve çalışanların sendikalı, iş güvenceli olduğu dönemlerde sansür bu kadar ağır ve etkin hissedilmiyordu. Ancak, günümüzde medyada yaşanan tekelleşme, iktidarın kendi medyasını yaratma ve yaşatma çabası sansürü daha da içselleştirdi.

Yasal kısıtlamalar, medyanın tekelleşmesi ve iktidarın kendi medyasını yaratması son yıllarda hemen hergün tartışılıyor.

Ancak gerçek şu ki, halkın haber alma özgürlüğü giderek kısıtlanıyor. Basın özgürlüğü ayaklar altında. Yazılı basında yazılamayan, radyo ve televizyonlarda söylenemeyen bir dönem yaşanıyor. Gerçeklerle yazılanlar örtüşmüyor. Halkın yaşadıkları ve gördükleri ile bir kısım medyanın yansıttıkları farklı bir Türkiye’yi anlatıyor. İşte bu noktada yerel medyanın önemi ortaya çıkıyor. Bugün basın özgürlüğü diye bir konsept varsa bunun adresi yerel medyadır.

RESMİ İLAN TEHDİDİ SON BULMALI

Ancak yerel medyamız için en büyük tehditlerin başında ise, en önemli gelir kaynakları arasındaki resmi ilanların adeta yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgiye getirilmesi gelmektedir.

Resmi ilan konusunun böylesine bir noktara getirilmesi iktidarların yerel medyaya 'aba altından sopa' göstermesi anlamı taşımaktadır. Bu anlayışta bir çeşit sansürdür.

Yerel basınımızın zaman zaman teşebbüs edildiğine tanık olmamız Abdülhamid sansürünün günümüzde farklı bir şekilde devam ettirilmek istendiğinin demokrasinin olmazsa olmazları arasında sayılan çok seslilikten duyulan rahatsızlığın göstergesi değilde nedir?

Siz böyle bir ortamda hangi özgürlükten sözedebilirsiniz,

Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Basın hürdür, sansür edilemez” deyişinin ve Anayasamızın bir hükmü olan bu cümlenin günümüzde geçerliliğini sürdürdüğünü siz söyleyebilir misiniz?

Herşeye rağmen karamsar değiliz. Yarınlara umutsuz bakmıyoruz.

Sorunlarımızı biliyoruz, sorumluluklarımızı yerine getirdiğimizde, gazetecilerin dayanışma bilinçleri artarsa Türk Basını’ndan sansürün kaldırılışını gerçek bir BASIN BAYRAMI olarak kutlayabiliriz.”

ŞANTAJ GAZETECİLİĞİNE PRİM VERMEYİN

Basının yerinde kullanılması halinde büyük bir güç olduğu ve bu gücün toplum yararına kullanılması gerektiğine işaret eden Demir, özgürlüklerin kişi ve kurumlara aynı zamanda sorumluluklar yüklediğini hatırlattı. Demir, “Şüphesiz basınımızda da var olan özgürlükleri istismar eden kişi ve kurumlar da vardır. Basının gücünü kendi şahsi çıkar ve amaçları doğrultusunda kullanan şantaj gazetecileri ve mesleğin yüzkaralarının da, iyiyle kötünün, güzelle çirkinin toplumun her kesimince ayırt edilmesiyle ayıklanabileceklerine ve ancak bu yol ve yöntemle temiz basın, temiz toplum hayallerinin gerçekleşebileceğine inanıyoruz.” diye konuştu.

Kayıt : 23.07.2010

BALIKESİR GAZETECİLER CEMİYETİ
BGC Medya Merkezi ve Basın Müzesi / Karesi Mh. Kaya Sk. No: 8 - BALIKESİR elektronik posta adresimiz: balikesirgazetecilercemiyeti@gmail.com
Tel : 0266 239 20 10    Gsm : 0531 851 10 10    Fax : 0266 239 20 10
Copyright © 2024 bgc.balikesir.gen.tr - Her Hakkı Saklıdır !