BGC yönetim kurulu Başkanı Ramazan Demir, dünyada basın özgürlüğünün gazetecilerin bireysel özgürlüğü olarak değil, toplumu oluşturan bireylerin görüş ve düşüncelerini açıklama, bunları kamuoyuna yayma hakkının bir aracı olarak kabul edildiğini hatırlattı.

Türk basını ve medya çalışılanlarının bu yıl da Dünya Basın Özgürlüğü Günü'ne buruk girdiğinin altını çizen Demir, basın özgürlüğü ve gazetecilerin özlük haklarına ilişkin sorunların artarak sürdüğüne işaret etti.

ÖZGÜR BASIN HERKESE LAZIM

Basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede, demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden söz edilmesinin olanaksız olduğunu vurgulayan Demir, şunları söyledi:

“Nasıl ki adalet, bireyler, gerekse toplumlar için neredeyse hava kadar, su kadar gerekliyse, basın özgürlüğü de, basın kuruluşlarının özgürlük alanı olmasının ötesinde, bireysel hak ve özgürlüklerin alanı, demokrasinin varlığının ve geliştirilmesinin teminatıdır.

Çünkü basın özgürlüğü, bilgi edinme ve bilgilenme hak ve özgürlüklerini kapsamaktadır.

Basına ve gazetecilere yönelik şiddet, kaba kuvvet ve sansür uygulama girişiminde bulunanlar unutmamalı ki, özgür basın kendileri için de bir gün lazım olabilir.”

YEREL BASINI SAHİP ÇIKIN

Demir, basın ve ifade özgürlüğünü sınırlayan açık veya örtülü, doğrudan ya da dolaylı engellemelerin yanında “besleme basın” yaratma çabalarının yaşandığı bir ülkede gerçek bir basın ve ifade özgürlüğünden söz edilemiyeceğini dile getirdiği mesajında, böyle bir ortamda yerel medyanın daha büyük önem taşıdığına işaret ederek, Balıkesirliler'e şu çağrıyı yaptı:

“Yerel basınınıza sahip çıkın. Yaşadığınız kentin, oturduğunuz cadde veya sokağın gözü, kulağı sesi olan gazetelelerinizi okuyun, kentinizin televizyonlarını izleyin, yörenizin radyolarını dinleyin. Olumlu veya olumsuz eleştirilerinizle bizlere destek olun.

Basının toplumla kucaklaşarak yürüteceği çalışmalar, herkes için gerekli olan özgür basının da yolunu açacaktır.”