Bayram değil, dayanışma günü

Gazeteciler Cemiyeti, 'Çalışan Gazeteciler Günü' mesajında, yerel medya ve yerel gazetecilerin önemine değinildi: "Bölgelerinin sesi, gözü, kulağı olan yerel medya ile gazeteciler alınterinin karşılığını hiçbir şekilde alamıyor, göremiyor. Kutsal bir misyonun sahipleri olan meslektaşlarımız daha fazlasını hakediyor"

Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti (BGC), basın emekçilerinin, başkalarının hakları için verdiği mücadeleyi kendi haklarının iadesi ve korun ması amacıyla verme başarısını göstermesi halinde 10 Ocak'ların yeniden "basın bayramı"na dönüşebileceğini bildirdi.

BGC Genel Sekreteri Devrim Derin, "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü" nedeniyle yayınladığı mesajda, kendisinden çok şey beklenilen ve fakat kendisine hiçbir hak verilmeyen basın emekçilerine 55 yıl öncesinin örneğindeki gibi dayanışma çağrısı yaparken, kamuoyunu da fedekar ve cefakâr yerel medya ve çalışanlarına karşı daha saygılı davranmaya çağırdı.
Derin, çalışma yeri, zamanı belli olmayan ve fiilen tatil hakkı bulunmayan tek meslek sahibinin basın emekçileri olduğuna dikkat çekti. Yıpranan, yıpratılan ve herşeyin sorumlusu görülerek cezalandırılan gazetecilerin, ülkemizdeki çalışma koşullarının dünya standartlarının çok altında bulunduğunu hatırlattı.
Gazeteciler Cemiyeti'nin Devrim Derin imzasıyla yayınladığı 10 Ocak mesajı şöyle:

ÖRGÜTSÜZLÜK, ÖZGÜR GAZETECİLİK İÇİN TEHDİTDİR
10 Ocak vesilesiyle altını çizerek vurgulamak isteriz ki, örgütsüzlük, özgür gazetecilik içinde çok ciddi anlamda bir tehdittir. 
Örgütlenme hakkını kullanamayan, sendika üyesi olmaktan çekinen, ürken ve  yasal haklarının uygulanmasını bile talep edemeyen bir gazetecinin bırakın özgürlüğünden söz etmeyi, kamuoyu nezdinde itibarının da olamayacağı gerçeğini hatırlatmak isteriz. 
Başkalarının bayramlarını hep önde giderek kutlayan bizler, mesleğimiz, camiamız ve geleceğimizle ilgili konularda ihmalkâr davranmamalıyız.
Başkaları için verdiğimiz mücadeleyi, kendi özgürlüğümüz yanında haklarımızın kazanımı noktasında da vermeyi bilmeli ve uygulamaya geçirmeliyiz. Bunun yolu ise, kutuplara ayrışmaktan, bölünüp parçalanmaktan, kişisel çıkarlar peşinde koşmaktan değil, örgütlü mücadeleden, mesleki konular üzerinde tek yürek tek ses olmaktan geçmektedir. 

BAYRAM DEĞİL, DAYANIŞMA GÜNÜ
10 Ocak 1961’in aksine, günümüzde gazetecilerin iş güvenliğinden ve çalışma koşullarının çağın gereklerine uygun olduğundan söz edebilmek mümkün değildir.
Günümüzde kutlanması, kıvanç duyulması gereken bir bayram olmadığından, basın çalışanlarının iş ve sosyal güvencelerinin teminat altına alınmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılıncaya kadar 10 Ocak’ları bayram değil, sorunlarımızın gündeme getirildiği bir gün olarak görmeye devam edeceğiz.
Meslektaşlarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutlar, basın bayramını gerçek anlamıyla kutlayabileceğimiz günlerin ise örgütlü mücadele sonucu görülebileceğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.

10 OCAK'TA NELER OLMUŞTU?
"Çalışan Gazeteciler Günü" 1961 yılında ilan edilmişti. 
O tarihte gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirmeler getiren 212 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi üzerine, 9 gazete sahibi, yasayı protesto etmek için 3 gün boyunca gazeteleri yayımlamama kararı aldı.  Okurlar,10 Ocak sabahı gazetelerini aldıklarında, "Gazetemizi Üç Gün Kapatıyoruz" başlığı ile karşılaştı
Gazeteciler, bunun üzerine; 10 Ocak 1961 günü haklarına ve basın özgürlüğüne sahip çıkmak amacıyla,  "Simidimiz ve Hürriyetimiz İçin", '"Çalışan Gazeteciye Cop, Patrona Hazırlop'" gibi dövizler taşıyarak, sessiz yürüyüş yaptı.
Gazeteciler, patronların boykot kararı karşısında sendikanın öncülüğünde, ''BASIN'' adıyla kendi gazetelerini 11-12-13 Ocak 1961 tarihlerinde yayımladı. 
O tarihten sonra 10 Ocak, "Çalışan Gazeteciler Bayramı" olarak kutlandı. 
1971 yılındaki 12 Mart müdahalesinden sonra ise çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara tepki olarak 10 Ocak, "Bayram" olmaktan çıkarıldı ve "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak anılmaya başlandı.

Kayıt : 09.01.2016